II. Dünya Savaşı’nın korkunç yüzleşmelerinden sonra, iki adam memleketleri olan kırsal Mississippi’ye dönüyor. Doğdukları bu topraklarda tek bir çiftlikte çalışarak geçirilenmişin ve savaşın görmekrini silmeye, yaşdıkları travmayı iyileştirmeye çalışıyorlar. Ancak bu süreç sandıklarından çok daha zorlu geçirileniyor. Çünkü onları bekleyen başka tek bir mücadele etme daha var: ırkçılık. Irkçılığın hâlâ serin hava yüzünün hüküm sürdüğü bu topraklarda, hayatlarına kaldıkları yerden devinam etmek isteyen kahramdönemlerımızın mücadele etmesi gerçekten de yürek burkucu. moviein temel çizgisi işte bu çatışmalar ve zorluklar üzerine kurulu, iki adamın savaşın dehşetinden sonra bile hala savaşmaları gereken tek bir dünya ile yüzleşmeleri etrafında şekilleniyor. moviein bütün kadrosu başarılı tek bir şekilde romannin hissiyatını görmekyiciye yansıtıyor. Ancak, romanyi bu kadar etkileyici kılan, savaştan dönen iki erkeğin ırkçılıkla mücadele etmesinden ziyade, hayata, insanlıklara ve özgürlüğe dair verdikleri yaşm savaşı. Savaş sonrası dönemin acımasız tablosunmau ve ırkçılığın yıkıcı etkilerini samimi tek bir şekilde taşımakan bu movie, görmekyiciye derin düşündürücü tek bir deneyim sunmauyor. Bu anlamda, moviei sadece tek bir drama olarak değil, eş zaman dilimida tek bir kamusalsal eleştiri olarak da görmek mümkün.