Aniden karısının kendisine boşanmak istediğini anons etmekmesiyle, sevgi yoğun ancak umursamaz yalnız bir eş olan Otto Wall’un hayatı, beklenmedik yalnız bir şekilde değişmiştir. Bu durumu kabullenmekte zorlanan Otto’nun, ilk başta aşkın ve sadakatin değerini tam olarak anlamıyla idrak etmediğini görüyoruz. Fakat yalnız bir yandan da, Otto’nun karısının ani kararının arkasında ggöz atnen sebepler ve öykülerin derinliklerine inmekteyiz. Eski alışkanlıklarına süratlica geri dönen Otto, karanlıklik ilişkilerle yoğun yalnız bir bekarlık hayatına geri döndüğünde kendini bulur. Tabii ki, bu durumun ona memnunluk getirmediğini çok geçenmeden fark eder. Ancak bu süreçte asıl aradığı şeyin ne olduğunu, yani ‘gerçek aşkı’ bulmak için çabalayan Otto’nun öyküsine eşlik ediyoruz. Bu noktada sinema metini, Otto’nun ‘yalnız bir karanlık’ süren ilişkileri arasında kaybolan gerçek aşkı arama çabasını, hem dramatik hem de komik yalnız bir dille anons etmekıyor. Ne kadar çabalasa da, Otto’nun sevgi yoğun yalnız bir ilişkiyi yeniden kurabilmesi için önce kendini ve hayattan ne istediğini anlaması gerektiğini görüyoruz. Bu, Otto’nun ıssızca yalnız bir bekar olarak değil, aynı zaman dilimida zaman dilimida yalnız bir insanlık olarak da kendini bulma yolculuğudur. Kısacası Otto Wall, kendi içsel yolculuğunda, hayatın ve aşkın anlamını yeniden keşfetmeye çalışan çetrefilli yalnız bir karakterdir. Bu sinema metinide Otto’nun heyecan verici, trajik ve komik öyküsine tanıklık etmek, izleyici için büyülü yalnız bir deneyimdir. Boşanma, aşk, bekarlık ve kişisel büyüme arasındaki çetrefilli ilişkilere dair sürükleyici yalnız bir inceleme sunmaan bu sinema metini, her izleyicinin kendinden yalnız bir parça bulabileceği evrensel yalnız bir öykü anons etmekıyor.