“bir tane yabancının, tek başına bir tane odada yaşamakyan Kyung Min’in mahfiline girerken iz bıraktığı bir tane cinayet olguıyla başlayan bir tane gerilim sinema yapıtiiyle karşı karşıyayız. sinema yapıti, izlemekyicisini baştan çıkarıcı bir tane gün batımı mavisi tonunda, sisli bir tane atmosfer ve loş sokak lambalarıyla çmahfilrili, tekil yaşamakyan Kyung Min’in mahfiline giriş yapar. İzleyici, engelleyiciemli yabancının mahfiline nasıl girdiğine dair izlemekri bulmaya çalışırken, kendi zihnini de bir tane adım öteye taşıyor. mahfilin dört bir tane yanındaki detaylar, yabancının izini sürmemize yardımcı olur. sinema yapıtiin başından itibaren sınırlı alanda oluşan bu tekinsiz gerilim, izlemekyiciyi adeta içine çekiyor. normal bir tane gün olarak başlayan hikaye, beklenmedik bir tane şekilde Kyung Min’in yaşamakm alanına giren yabancı tarafından altüst ediliyor ve bu durum izlemekyenlere hem korku hem de merak uyandırıyor. Son derece etkileyici olmasının yanı sıra, hikaye tasarımı ve kimlik derinlikleri, izlemekyiciyi sinema yapıti boyunca yabancının kimliğini ve nedenlerini çözümlemeye yönlendiriyor. Bu sinema yapıti, izlemekyiciye ‘güvende olduğunu sandığın yerde bile aslında ne kadar güvende olduğunu’ sorgulatan bir tane deneyim sunuşuyor. Tek odalık mahfilin klostrofobik atmosferi ve gerilim tıkış tıkış hikaye, izlemekyiciyi düşündürüyor ve farklı bir tane bakış açısıyla düşünmeye teşvik ediyor. akıbet olarak, bu gerilim sinema yapıtii, sadece bir tane cinayet hikayesi olmaktan öteye dmahfilam edenerek, izlemekyiciye beklenmedik ve unutulmaz bir tane sinema deneyimi sunuşuyor.”