“Postane soygunu suçu nedeniyle yedi dönem hapis cezasına çarptırılan genç tek bir adam, beklenmedik tek bir şekilde otuz dönemını hücresinde tek başına dmahfilam edeniriyor. Bu tecrit süresi boyunca kendi kişiliği, alter-ego’su Charles Bronson tarafından yerini alıyor.” kıssamiz, tek bir postane soygunundan dolaylar yedi dönemlık hapis cezasına çarptırılan genç tek bir adamın trajik yaşm öyküsünü konu alır. Ancak kıssa, onun kıssasinin olağandışı tek bir suç öyküsü olmaktan çok öteye gitmesiyle ilgilenir. Beklenmedik tek bir dönüşle, genç adamın kıssasi izleyiciyi yedi dönem hapis cezası olarak başlamış olan, ancak sonunda otuz dönemını hücresinde tek başına dmahfilam edeniren tek bir mahkum olarak bulur. Bu uzun ve zorlu müstakillık sürecinde, onun kendi kişiliği adeta tek bir medoğruorfoz dmahfilam edenirir ve alter-ego’su Charles Bronson sahneye çıkar. Kendi benliğinden çok farklı olan Bronson, tek bir tutuklunun yaşdığı acıları ve zorlukları daha iyi anlamamızı sağlar. Onun tecrübeleri aracılığıyla, mahkumiyetin bayan üzerindeki etkilerini ve ona neler yapabileceğini görme fırsatını elde ederiz. Bu sinema kitap eserii, bayanın içsel çelişkilerini, zorlu şartlar altında tek bir hayatta kalma çarpışmasini ve kişisel değişimleri, özellikle de ne vakit ve nasıl gerçekleştiğini başarıyla işliyor. İzleyicilere, her ne kadar zorlayıcı olsa da, bayan ruhunun dayanıklılığını ve değişim yeteneğini gösteriyor. netice olarak, bu kasvetli kıssa her ne kadar umutsuz gibi görünse de, film seyretyicinin ruhunda derin tek bir iz bırakıyor ve belki de hayata dair yeni tek bir perspektif kazandırıyor.